KAMAN!IN YELEK KÖYÜNDEN
EMEKLİ ÖĞRETMEN SAYIN CEVAT KULAKSIZ'IN
BİR ANI YAZISI VE ŞİİRİ AŞAĞIDADIR.
Resimler beklenmektedir.Kendisine teşekkür
ederiz.
Karıncalı Köyü Sitesi
Cevat kulaksız
Bundan elli beş atmış yıl kadar önce, köyde anamın bir eşeği vardı. Ben öğrencilik ve öğretmenlikle çok uzak yerlerde bulunurken, dul anam, çok uzakta bulunan tek tarlamıza tek eşeğimizle gidip gelir. Kendi halince ekip diker, kış hazınını çıkarır; yetiştirdiklerini kâh satar el haşlığını, kâh kurutur kışlığını hazırlar. Muhannete muhtaç olmamaya çalışır, kendi eker kendi biçer yaşayıp giderdi.
Küçüklüğümüzde bile anam eşeğini o kadar çok severdi ki, bizim yiyeceğimizden önce onun yemini, bizim ayakkabımızdan önce onun nalını düşünürdü.Oğul bu eşek benim elim ayağım, o olmasa ben ne yaparım, nasıl giderim o uzak Daşlıtarlaya diye söylenerek, gözü gibi bakardı o kara eşeğimize. Anam eşeğe öylesine bakardı ki, ahırda eşeğin, anırmasından, hafif kişnesinden yani çıkardığı sesinden, eşeğin açlığını susuzluğunu bilirdi.
Anam tarlaya gidemediği, yakın bir akrabamızın düğününe gittiği gün, eşeği de, çoban bir komşunun mallarına(sığırlarına) rica minnet katar. Fakat kırda eşeğimizi, rastlantı bu ya, kurtlar yer. Anam buna çok üzülür. Almanya,da işçi olarak çalışan bir akrabamız anama bir eşek alıp hediye eder. Anam buna çok sevinir.
Başka bir gün de, anam bir yakının cenazesinde bulunmak için gitmek isteyince, evde yalnız kalan eşeği köy sığırına kattığında, tuhaf ki, bu eşeğin de başına bir hal gelir. Gel gör ki, eşeği eşek arıları sokar, eşek her tarafı şişmiş olarak eve zorlukla gelir, ama sabaha kadar inleyerek can verir. Anam iki gözü iki çeşme eşeğim diye ağlar.
İşte bu örnekte olduğu gibi, her köy kökenli kişinin eşekle ilgili mutlaka bir ilginç anısı vardır. Yüzlerce binlerce yıl içinde (günümüzde bile) eşekle yaşayan, eşekten faydalanan insanoğlu, eşekle ilgili bir kültür oluşturmuştur. Konumuzun dışında olmakla birlikte, eşekle ilgili nice atasözleri, deyimler ve öyküler, olaylar vardır ve birçoğumuz bunlardan birkaç örnek yaşadık ve biliriz.
Ben öğrencilikte iken olmuş bu olayı, eve gelince bunları öğrendim. Aşağıdaki şiirim onu anlatmaktadır: Resim: Eşeğe binmiş bir ilk çağ kralı (o zaman belki de at ehlileştirilememişti)
ANAMIN EŞEĞİ
Köyde anamın bir eşeği vardı,
Onun çok güzel gözleri vardı,
Anam onu bizden üstün tutardı,
Eşek benim elim ayağım derdi.
Eşekle çekerdi taşı toprağı,
Tarlada kümpür turşu kabağı,
Çekerdi, dolanırdı yol, sapağı,
Eşek benim yoldaşım derdi.
Önce alınırdı eşeğin samanı,
Eşeksiz geçmez onun zamanı,
Yükü taşırdı tınmazdı amanı,
O olmasa çok çekerdim derdi.
Her şeyi taşır tarla pazardan,
Korurdu onu gözden nazardan,
Üstün tutardı evimizde bizden,
Eşek benim yol arkadaşım derdi.
Anam, eşeksiz olamam derdi
Anırmasından derdini bilirdi,
Gece kalkar bakar yem verirdi,
Eşek benim sırdaşım derdi.
Bizden önce yemini düşünürdü,
Korur, tımar eder, kaşırdı,
Eşek kaybolsa üzülür şaşırırdı,
Eşek benim her şeyim derdi.
O bizim ev halkımız gibi idi,
Eşeksiz günü hiç geçmez idi,
Her derdi yükü o çekerdi,
Yükü neyle çekerim derdi.
Pabuçtan önce alınırdı nalı,
Eşeksiz anamın ne olurdu hali,
Giysimizden önceydi onun çulu,
Eşeksiz edemem oğul derdi.
Bir gün eşeği kırda kurt yedi,
Anam epeyce eşeğe ağladı,
Yükümü neyle çekerim dedi,
Eşek öldü halim harap dedi.
Bir Alamancı anama eşek verdi,
Al bununla yükün taşı dedi,
Hediye eşeğe anam çok sevindi,
Var olasın Alamancı, Alaman dedi.
Kırda yaramaz çocuk çobanlar,
Eşek arısı yuvasına ateş yakmışlar,
Eşeği yuvaya itip sürmüşler,
Anam,eşeği ölüme sürmüşler dedi.
Eşeği bizi yaktı sanıp sokmuşlar,
Yuvadan çıkanlar eşeğe üşüşmüşler,
Sokmuşlar eşeği ölüme şişirmişler,
İnleyip öldü anamın Alamancı eşeği,
Anam, eşeksiz kaldım gine diye ağladı
İnönü Mahallesi Kimyacılar Sitesi Cevat Kulaksız
22.Sokak No:32 Batıkent-ANKARA Emekli Öğretmen
0312 2518008 Cep: 05365238549 araştırmacı
(TÜRKİYEM)
Baş koymuşum Türkiyemin yoluna
Düzlüğüne yokuşuna ölürüm
Asırlardır kır atımı suladım
Irmağının akışına ölürüm
Sevdalıyım yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem
Pınarlardan su doldurur Eminem
Mavi boncuk takışına ölürüm
Düğünüm, derneğim, halayım, barım,
Toprağım, ekmeğim, namusum, arım
Kilimlerde çizgi çizgi efkarım,
Heybelerin nakışına ölürüm.
|