KARINCALILIYIM
Karıncalıyım, Karıncalılıyım.
Damlacık da meşe, say da çalıyım.
Yazın yaprağıyım, kışın dalıyım.
Buralıyım bu köylüyüm arkadaş.
Delik kayasıyım, topak taşıyım.
Dağlara yaslanmış burun başıyım.
Tepelerin düze çıkan kaşıyım.
Buralıyım bu köylüyüm arkadaş.
Çevre köyden gelip giden azaldı.
Eskileri bizim burdan kız aldı.
Zenginleri göç etti, fakiri kaldı.
Buralıyım bu köylüyüm arkadaş.
İki bin yedi yazında gel de bir gör.
Köyü dolaş gördüğünden hatır sor.
Ne idi, ne hale gelmiş, kafa yor.
Ben masumum bu köylüyüm, arkadaş.
Topraksız Alkan'ım iyi tanıyın.
Sizler bekçisiniz, ben çobanıyım.
Anıları yaşatan canlı kanıyım.
Buralıyım bu köylüyüm arkada.
DÜRÜMÜ YAZDIM
Pınarın başına suya uğramış.
Kızların içinde Huri mi yazdım.
Göv firekle yaşil soğan doğramış.
Güzelin yediği dürümü yazdım.
Gözünde yorgunluk olsa da sapmaz.
Çiçeğe konunca yer içer kopmaz.
Mermi kovanına arı bal yapmaz.
Derdi geçimdedir kadını yazdım.
Elindeki toprağını ekmeyen.
Yer altından madenini sökmeyen.
Ağaçlar ölmeden fidan dikmeyen.
Milletin yaptığı cürümü yazdım.
Topraksız Alkan'ım kim tanır seni.
Güzellik görünüş degildi hani.
Kuvvetli kara yel sallıyor beni.
O zaman durduğum yerimi yazdım
OKUYUN BENİ DOSTLARIM
Gönülden dillere eyledim hitap.
Alın da okuyun beni dostlarım.
Aradım, derledim, yaptırdım kitap.
Bulun da okuyun beni dostlarım.
Amber diye dostlarına bulaştır.
Kayıp etme hep yanında dolaştır.
Halk müzüğü okuyana ulaştır.
Çalın da okuyun beni dostlarım.
Götürdü gurbetlik beni batıya.
Hevek gibi, ördü, astı çatıya.
İlgini çekerse o gün yatıya.
Kalın da okuyun beni dostlarım.
Topraksız ALKAN'ım baksan işine.
Er kişi ulaşmak ister eşine.
Dostça yaslan sevgiliyin döşüne.
Kolunda okuyun beni dostlarım.
DÖNMEK İSTİYOM
Keçiyi koyunu tutup da sağsam.
Yadırgı tavuğu evimden kovsam.
Ayaz da eilmi yüzümü oğsam.
O eski günlere dönmek istiyom.
Aşşağıda yukarıda görünsem.
İş görmeye gider iken erinsem.
Yuvka ekmek ile peynir dürünsem.
O eski günlere dönmek istiyom.
Severdim dağlarda yapardım avı.
Gençlikte güzeldir gezmenin tavu.
Yuvkanın üstüne döksek pilavu.
O eski günlere dönmek istiyom.
Yatak yorgan yüklüklerde katlıydı.
Sel geldikçe saman saçkı battıydı.
O günler bu günden daha tatlıydı.
O eski günlere dönmek istiyom.
Soğanlama etsek yenirdi hepisi.
Aza kanaat etmeyen olurdu aksi.
Mantı yapılırdı koskoca tepsi.
O eski günlere dönmek istiyom.
Topraksız Alkan'ım fazla ataman.
Dört beş malı bir çobana kataman.
Bu durumda gidip dağ da yataman.
O eski günlere dönmek istiyom.
İbrahim Alkan
ÖĞRETİLMEMİŞ
Meses üvendire, necekmiş çemek.
Kesmik, kızmık,badas istiyor emek.
Yabayı, dirgeni, tırmığı demek.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.
Laplak, köz küreği, ateş küreği.
Aynı anlamdadır yapım gereği.
Hem korkutur, hem hoplatır yüreği.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.
Tırpanı, orağı, yığını bilmez.
Köylü çalışmazsa süt yoğurt gelmez.
Memurlar üstelik yüzüne gülmez.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.
Pazarı doldurur şehre giderek.
Devlet dairesinde işleri gerek.
Bekletir üstelik alay ederek.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.
Topraksız ALKAN'ım ta kendisiymiş.
Şehirli köylünün hakkını yemiş.
Köylü şehirlinin efendisiymiş.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.
BAHÇELERİ ÇOK ISSIZ
Doğup büyüdüğüm iydeli özü.
Ne bir sürü kalmış ne tek bir kuzu.
Bu sene uğradım tanımaz bizi.
Yaz ayları bağ bahçesi çok ıssız.
Bağları viran da durur dalları.
Geçit kapanmışya belli yolları.
Çapa tutan o kınalı elleri.
Bahçelerde göremezsin çok ıssız.
Çakıllı'dan tahtalı'ya ulaştım.
Büyük küçük davulluda kol açtım.
O kadar dağları taşı dolaştım.
Kuş da göremedim o kadar ıssız.
Ne kurt'ları gördüm ne bir de tilki.
Onlarda göç etmiş yöreden belki.
Gözzekler çeşmeye dönüşmüş gelki.
İçen bulunmuyor o kadar ıssız.
Topraksız Alkan'ım sanmayın ödek.
Tırtıl bulamadım yoktu kelebek.
Davullu.da batmış ölünce gödek.
Anladım yaşanmaz yöreler bizsiz.
BAŞBAŞAYIM VEFASIZ
Silinmiyor anılarım gözümde.
Çöreklendi yanar aşkın özümde.
Adını yutarım çıkmaz sözümde.
Senin ile başbaşayım vefasız.
Bana çatmaz aşk da mutlu edeni.
Duygusuna yenik düşüp gideni.
Güzel yaşam vardı hayatta hani.
Kurgularla başbaşayım vefasız.
Baharı ararsın aşkın başında.
Bir şey bulamazsın hasret dışında.
Çok zaman bırakır beni küşümde.(ı)
Planımla başbaşayım vefasız.
Topraksız ALKAN ım aklımı çaldın.
Derdimi yüklendin karanlık oldun.
Kalbimde yerin yok zihnimde kaldın.
Kalanlarla başbaşayım vefasız
ZOR YAŞANIR YÂR SENSİZ
Karayelle poyraz vardı salmadın.
Nefes olup yâr içime dolmadın.
Ilık ılık kıble estim gülmedin.
Yalan dünya zor yaşanır yâr sensiz.
Ortak olsayıdın bunca derdime.
Düşüp gelir miydim acep ardına.
Perde gibi indin, gözüm gördü ne.
Yalan dünya zor yaşanır yâr sensiz.
Ufukta güneşim oldun doğmadın.
Yaralı bıraktın sıkı sarmadın.
Kapına geldimde beni kovmadın.
Kahpe dünya yaşanmıyor yâr sensiz.
Seninde güllerin baharda solmuş.
Ağladıkça gözlerine yaş dolmuş.
Beni boşver gülüm, sana ne olmuş.
Kahpe dünya yaşanmıyor yâr sensiz.
Topraksız ALKAN'ım hep sana meyil.
Önemse sevdamı önünde eğil.
Kimse tek başına kuvvetli değil.
Kahpe dünya çekilmiyor yâr sensiz.
GELDİ GEÇTİ BİLESİN
Kürk yaptırdım sana aşkın gönünden.
Seher ile saldım kıble yönünden.
Ipıl ıpıl gözlerimin önünden.
Yâr hayâlin geldi geçti bilesin.
Yalnız karşılaşsan olmaz sakınca.
Kerç (ı) ederim derdin, toka takınca.
Gözlerini dikip bana bakınca.
Düşüncemden neler geçti bilesin.
Karşılık ödesin diye savan da.
Kokunu ararım senin, çavan da.(2)
Sensiz sürgündeyim her gün tavan da.
Günlerim çatıda geçti bilesin.
Kırdığın kalbimi Dört yüz dört tutmaz.
Neden gönlün kucağında uyutmaz.
Vicdansız sevgiyi hesaba katmaz.
Günlerim seninle geçti bilesin.
Topraksız ALKAN.ım terle tuz attım.
Zaman zaman etrafıma göz attım
Çaresiz kaldıkça elim uzattım
Şimden sonra gönlüm geçti bilesin.
MÜSVEDDE DEFTERİNDEN
Yaprağım koparttın çok yaraladın.
Seyrettin içimi, hep araladın.
Gönül sayfamı tüm karaladın.
Müsvedde defterinden kötüyüm kötü.
Aklına düşeni bana yazarsın.
Yıldızlara bakar ayda gezersin.
Üzerime resim dahi çizersin.
Müsvedde defterinden kötüyüm kötü.
Layik oldum gösterilen ilgiye.
Karaladın baş vurmadın silgiye.
Açtın baktın içimdeki bilgiye.
Müsvedde defterinden kötüyüm kötü.
Rağbet görmem yenisini alınca.
İsteklerin karşılıksız kalınca.
Alın atan yapraklarım dolunca.
Müsvedde defterinden kötüyüm kötü.
Topraksız ALKAN'ım bilirken bilme.
Duyguna sahip ol, saygını bölme.
Her sele kapıl da yuvarlan ölme.
Müsvedde defterinden kötüsün kötü.
FAYDALARI ÇOKTUR
Ses duyulur ama resmi çizilmez.
Rüzgâr eser üzerinde gezilmez.
Güneş ışınları ipe düzülmez.(ı)
Faydaları çoktur bize bilesin.
Suyu yakamadın diye kızılmaz.
Evren boşluğuna yazı yazılmaz.
Dumanın çöktüğü dağlar ezilmez.
Faydaları çoktur bize bilesin.
Yıldız kaysa arkasına kopulmaz.
Bilen kişi hiç korkuya kapılmaz.
Ayrılmış buluta kaynak yapılmaz.
Faydaları çoktur bize bilesin.
Topraksız ALKAN'ım aklını diksen.
Sinirsiz kalp olmaz yerinden söksen.
Sonsuz sahil var mı, taş dahi döksen.
Körlüyemen faydasını bilesin.
DAĞILACAK KÖYÜM
Tarlalar boşaldı, meyhane doldu.
Kuyular bakımsız kovasız kaldı.
Çeşmelerin suyu saptı azaldı.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.
Talebesi her gün şehire gelmiş.
Okulun bahçesi tikenle (ı) dolmuş.
Sulanmayan güller tamamen solmuş.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.
Elektirik suyu geçikti geldi.
Tek asfalt şehire giden yol oldu.
Yapılan iyilikten hangisi bildi.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.
Belki gidişata sitem etmişler.
Sevk ve idarede amaç gütmüşler.
Önder olanları göçüp gitmişler.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.
Topraksız Alkan'ım belin bükülmüş.
Dalı çokta yaprakları dökülmüş.
Derede kavaklar kökten sökülmüş.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.
GELMEN BİLİRİM
Dağında ormanın, köyünde sahil.
Olmadığı hâlde gelmen bilirim.
Seni sevenlerin hepisi dahil.
Kimsenin yüzüne gülmen bilirim.
Yaz idi, kış idi desem de gelsem.
Doğup büyüdüğüm yurdumu bilsem.
Sana kavuşmadan gurbette ölsem.
Adımı kütükden silmen bilirim.
Gurbette doğanlar dönüp gelseler.
Ana yurda mesken tutup kalsalar.
Bizimdi sizindi diye bölseler.
Parçalansan dahi ölmen bilirim.
Deryada suyum, sahilde kumum.
Olmayan sevgine neden mahkumum.
Gidene, gelene, göçene umum.
Desem de kimseye kalman bilirim.
Topraksız ALKAN'ım bitince yolum.
O zaman gelecek mutlaka ölüm.
Hasretlik çekerim, sevginle dolum.
Ele çıkar için yelmen bilirim.
EKSİK OLMAZ DI
Mal güderken araziye uyardık.
Geven (ı) söker ütülerdik (2) kıyardık.(3)
Acıktığımız yerde yerdik doyardık.
Belimizde azzık (4) eksik olmazdı.
Hergi (5) ikileyip tohum ekerdik.,
Patlıcan büberle firek (6) dikerdik.
Gezip dolaşırken çiğdem sökerdik.
Elimizde kazzık eksik olmazdı.
Elde ne var ise biraz koyardık.
At eşşek öküzle, otlar yayardık.
Hergün bir acılı haber duyardık.
Dilimizden yazzık eksik olmazdı.
Topraksız ALKAN'ım dönülmez geri.
Hayâlle yaşadı o günden beri.
Saçı dökülen de kırışır deri.
Kelimizde çızzık (7) eksik olmazdı.
NEŞELİYDİM BİR ZAMAN
Gençliğimde neşeliydim her zaman.
Meşe keser, dabaz (ı) bile olurdum.
Dolambaçlı giden yolundan taman.
Okumaya şehre (2) yayan gelirdim.
Gezer bakkal idi çerçi Alimiz.
Kaşınır dururdu Yaşar delimiz.
Yerlerde sürünen Çete kulumuz.
Ulu orta işer idi bilirdim.
Çerçi Kaya veresiye satardı.
Köyden köye gezer dağda yatardı.
Bazen kazanırdı, bazen batardı.
İnsanlığına bayılırdım ölürdüm.
Paytonları vardı, yolda yaylanan.
Çok olurdu baygın baygın kuylanan.
Alâ güm tak; dediğinde huylanan.
Kişilerin toplumunda kalırdım.
Her yer yasaklandı sanma tıkandık.
Ekiz arasında gizli yıkandık.
Yiyemezdik ayvalara bakardık.
Sağbısı (3) görmeden bazan alırdım.
SEVERİM
Benim gibi niceleri görüyor.
Erken yağan karı çok geç eriyor.
Doğaya güzellik şekil veriyor.
Dereyi, yamacı, dağı severim.
Suları çekilmiş içi yarılmış.
Sarmaşığı duvarlara sarılmış.
Otları yolunmuş, çapa vurulmuş.
Haldeki bahçeyi, bağı severim.
Devrameli (ı) tepesinden eğerek.
Zeytini dalından topla yiyerek.
Izgının (2) suyuna bezir diyerek.
Zarekten (3) yapılmış yağı severim.
Ben ALKAN.ım perişanım işinen.
Aram olmaz sağa sola küsünen.
Hem kendini hem de köyü düşünen.
Çalışıp didinen sağı severim.
MAZİDE KALDI
Nane limon içer idi hastalar.
Çörek, börek, sütmeyidi (ı) pastalar.
Davul, düdük, zurna çalan ustalar.
Şimdi bulunmuyor mazide kaldı.
Halk gelir kahveye, içerdi çayı.
Sayılır sevilirdi amca ve dayı.
Un, ekmek ederdi köylü buğdayı
Şimdi fırınlara müptela oldu.
Bir liramız vardı para ederdi.
Çiftçi çoban olur hayvan güderdi.
Çocuklar okula köyde giderdi.
Defteri kalemi zor bulan oldu.
At öküzle ekilirdi yamaçlar.
Gürk (2) yatardı tavuklardan anaçlar.
Başka köyden getirilen ağaçlar.
Dam üstüne atılırdı ne oldu.
Buğday serer idik, altında pala.
Nerde emmi, dayı, teyzeyle hala.
Topraksız'ım altmış model impala.
İnsan taşır idi mazide kaldı.
İbrahim Alkan
VER AHİ EVRAN
Hak nasip eyledi sana sorarım.
Düşüncem üstünde dir Ahi Evran.
Ziyarete geldim akıl ararım.
Duandan bana da ver Ahi Evran.
Gelip gidip bilenlere danıştım.
Araştıran yazarlarla tanıştım.
Gerçek bildiğimi.doğru konuştum.
Açıldı dillerim gör Ahi Evran.
Törenine bazen iştirak ettim.
Koyduğun kuralın ardına gittim.
Doğruluktan inan yok olup bittim.
Aşık olamadım gör Ahi Evran.
Okuyanlar Kırşehir'e gelmişler.
Gerçekleri kitaplarda bulmuşlar.
Diploma alanlar memur olmuşlar.
Karıncalı halkını gör Ahi Evran.
Topraksız Alkan'ım bütün görmüştü.
Yanında tahtadan ev de varmıştı.
Türbe mezarlığın parka dönüştü.
Başının taşları sır Ahi Evran.
KENDİ HATASIYLA KALSIN
Yüksekte yer tutan, aşşadakiler,
Kadar ehemmiyetli değil evladım.
Ulularla düşmanını hor görme.
Kendi hatasıyla kalsın evladım.
Güneşle doğup da batarken ölme.
Dünya büyük değil hiç keşe gülme.
Gördüğüsen söğleme bildiğini bilme.
Sana nasihatım olsun evladım.
Parlayan güneşe aldırış etme.
Taşıdığın yükü üstünden itme.
Karlı ayazlarda kuruyup gitme.
Hiç olmazsa kökün kalsın evladım.
Söz söylerken düşün, atma bilmeden.
Kullanırken sor ki nasıl ve neden.
Sabah rüzgârıyla savrulun giden.
İpin bağlanmamış çulsun evladım.
Daima sabırlı sebahatlı kal.
Kırşehirli alimleri örnek al.
Akıllısın iradene sahip ol.
Şu yalan dünyada yolsun evladım.
Cahillerle alem için gidene.
Zenginlikten fakir hâle düşene.
Bir de itibarını kayıp edene.
Acı biraz senden alsın evladım.
Açık ol her sözü üstüne alma.
Anana atana hiç karşı olma.
Sevildiğin yerlere çok gidip gelme.
Bazan onlar seni bulsun evladım.
Düşmanını çoğaltma, beni iyi dinle.
Sözünü unutma kalsın seninle.
Başını sonunu kendin belirle.
Geçenler uykuya dalsın evladım.
Topraksız Alkan'a bak deli derler.
Atın iyisine al doru derler.
Haklı olduğunda izin sürerler.
Allah nazarında bolsun evladım.
MANZARASI GÜZEL KÖYÜM
Mezarlığında yan yatmış taşlar.
Mart ayında dağlarında karın var.
Gurbet elden dönemiyom zarım var.
İnter netten bakıyorum köyüme.
Gözlerime yaşlar doldu bak yine.
Biçilmiş ekinler gördüm tarlayı.
harman yerlerine dökmüş buğdayı.
Fotoğrafın biri gösterir sayı.
İnter netten bakıyorum köyüme.
Hasret kaldım çeşmesinin suyna.
Bu kadar güzeldir kış ile güzün.
Gurbetteki köylüm gidin de gezin.
Ben de geleceğim mutlaka yazın.
İnter netten bakıyorum köyüme.
Gözlerime yaşlar doldu bak yine.
Topraksız Alkan'ım yolunda koşu.
Yaptıkça geçmiştir onlarca kişi.
Yaşamak yarıştır Allah'ın işi.
Gurbet elden bakıyorum köyüme.
Gözlerime yaşlar doldu bak yine.
İbrahim Alkan/ 14/ 3/ 06. Drunen/ Hollanda.
BU YAYLAYA
Neresinden neresinden
Bakacağım bu yaylaya.
Çıkıp da ot deresinden
Bakacağım bu yaylaya.
Görünür ala depeden (ı)
Hanımlar gelir çapadan
Olmasın önüm kapadan
Bakacağım bu yaylaya.
İçimdeki öz deyimden
Buharlaşan yüreğimden
Deli Memmet gözzeğinden
Bakacağım bu yaylaya.
Bahseden yoktur yaşından
İyidelinin tam kaşından
Şu karavağın (2) başından
Bakacağım bu yaylaya.
Kurtul ALKAN ağlarından
Geçtin viran bağlarından
Karıncalı dağlarından
Bakacağım bu yaylaya.
İbrahim Alkan. Drunen / Hollanda.
PERİŞANMIŞ BU SENE
Karıncalı köyüne gittim halama.
Elleri çatlamış dudak yalama.
Parmak uçlarında çıkmış dolama.
Çalışmaktan perişanmış bu sene.
Cıngı (ı) bulmuş ateş yakıp köz etmiş.
Sağda solda geleceğim söz etmiş.
Can evine ur bağlatmış öz etmiş.
Gelişmekten perişanmış bu sene.
Nasılsın dedim de halini sordum.
Perişan durumda zati ben gördüm.
Şunu harca diye az harçlık verdim.
Yetişmemiş, perişanmış bu sene.
Altına sermiş saplardan hasır.(2)
Ayak altı topukları hep nasır.(3)
Sızlanıyor bana davar mal kısır.(4)
Kara kışta perişanmış bu sene.
Topraksız ALKAN;ım canın da sıkık.
Saman dışarıda tandırlık yıkık.
Öküzünün hontu (5) kökünden çıkık.
Alışmamış perişanmış bu sene.
SÖZ DOĞRU SÖYLERDİ
Duyar idin kulağına gelirdi.
İnanmazdı, söylenirdi, bilirdi.
Türkülerde mani, ağıt olurdu.
Söz vardı, ama doğru söylerdi.
Söz tutulurdu, sağlamdı, ardı.
Kahve gibi idi, hatırı vardı.
Yılan delikten bile çıkardı.
Bir de azgını yoldan eylerdi.
Kıralı tahttan, taçtan ederdi.
Göze şaşkınlık, durgunluk verdi.
Dilden dile dolaşarak gezerdi.
İyisi kötüsü de sözü meylerdi.
Ağzından bal akıyor denirdi.
Rezil, vezir adamlıktan ederdi.
Salınan bir selâmı da yeterdi.
İş görürdü, lâkin sözdü, beylerdi.
Tenhada konuş zehir zembelek.(ı)
Münafık olanı taşır, dümbelek.
Topraksız Alkan;a yapmıştır kelek.
Bir ağızdan çıkan sözdü, neylerdi.
1-Zehir zembelek: zemberek, çok acı, çok şiddetli
VARDI AMA ŞIMDI YOK OLDU
Köylerde talebe okul olmali.
Vardi ama özlüyoruz yok oldu.
Ekip biçtiğimiz hep yerli mali.
Derdik ama ithal mali çok oldu.
Bitik pekmez, kabakliyla balbaşi.
Dolma, köfte, pilav, tarhana aşi.
Çölmekte keskahla bir arabaşi.
Vardı ama şimdi hepsi yok oldu.
Bayramda el öperdik sevinirdik.
Her yerde büyüklere yer verirdik.
Komşularla imeceli iş görürdük.
Öncüt eşya verir idik ad kaldi.
Saman çekmek için varmi yabasi.
Hangi eve girsen yoktur sobasi.
Kışlık için kayıt düzme çabasi.
Yaparlardi ama nerede kaldi.
Topraksiz Alkan`im radio dinlerdi.
Büyüğünü say küçüğünü sev derdi.
Temmuzda biçer ağustosta sürerdi.
Harmandan tinastan hani ne kaldi.
Ibrahim Alkan.
YAŞATIYOR KIRŞEHİR
Dokuz büyük misafirin içinde.
Türkiyede en büyüğü Kirşehir.
Kizilirmak çevrelemiş biçimde.
Anadolu parçasidir kirşehir.
Ölenleri dahi yaşayan adam.
Musadan,Saidden, hasandan tad alan.
Çekiç Ali, Muharrem ve yastiman.
Gibilerin diyaridir Kirşehir.
Kirşehir`se bu şiirin konusu.
İlk fakülte cacabey`in anisi.
Haci Bektas, Ahi Evran, Yunusu.
Barindirip Yasatiyor Kırşehir.
Mustafa`dir adi Edebalinin.
Babasidir Osman beyde gelinin
Ilk okuldan sonra Şam`da halinin.
Durumunu bilir ara Kirsehir.
Mesut Gülşehrinin dedesi Sadi.
Doğumu öluümübilinmez tabi.
Eserler yazmistir ozandir abi.
Niceleri barindirmis Kirsehir.
Asikpasa Gulsehriyle Turkmani.
Karisik alevi suni turkmeni.
su anda taniyan henuz yok beni.
Yeri geldiginde bilir Kirsehir.
Topraksiz Alkan`im yazar ve derler.
Boyaci Husseyin calisir terler.
Neset calar sogler ozandir derler.
Gurbet elde bulunuyork Kirsehir.
Ibrahim Alkan.
ANIT AĞACI
Zenginlik, güvenlik oldu tüğmedi.
Kimse savunmadı, ateş değmedi.
Kara kışa bile boyun eğmedi.
Anadolumdaki o anıt ağacı.
Mezarlık sembolü görmedik hakir.
Bahtsız sevgiliye ses verir şakır.
Kalbe hüzün veren şiirler okur.
Anadolumdaki o anıt ağacı.
İki bin yıl durdu ordan gitmedi.
Kırk metre boy verdi de bitmedi.
Gücümüz de yok etmeye yetmedi.
Anadolumdaki o anıt ağacı.
Tabiat harikası kara çamlara.
Balta vurdu hezen 3 yaptı damlara.
Gelen nesil belki bakar ormana.
Anadolumdaki kâr anıt ağacı.
Topraksız Alkan.ım görmeden ölme.
Dokuz yüz elli yıl yaşamış bölme.
Doğanın sırrını önemsiz bulma.
Anadolumdaki anıt ağacı.
ÇALIŞAN GÜLEN BULUNMAZ
Yavaşlamış akan suyunun hızı.
Herkes göçüp gitmiş unutmuş bizi.
Duman mekân tutmuş tahtalı düzü.
Çakıllıdan artık gelen bulunmaz.
Bahçede çalışan gülen bulunmaz.
Bakınsan göremen dağlarda gezen.
Bağlar bellenmemiş hep kalmış hozan.
Kayıp olmuş nerde o dirlik düzen.
Burundaki ine gelen bulunmaz.
Şimdi hâl hatırdan bilen bulunmaz.
Cemelenin halkı kafa yormuyor.
İş güç yok diyor da bakıp görmüyor.
Çoğu boş geziyor çoban durmuyor.
Sürü koyunlarla çıkan bulunmaz.
O dağlarda ateş yakan bulunmaz.
Topraksız Alkan'ım olmuşlar dayı.
Halk ekip biçmiyor sulu tarlayı.
Bilen çok dolaşmış ervanın sayı.
Ermelikte şimdi çalışan yoktur.
Sağa sola giden yelişen yoktur..
|