SULHTA MUALLİM,MUHAREBEDE ASKER OLAN AHİ DİYARINA HOŞ GELDİNİZ.
KUVAYI MİLLİYECİ AHMET MÜFİT KURUTLUOĞLU'DAN BİR KESİT KIRŞEHİR MÜDAFAYI HUKUK CEMİYETİ
(I. Dünya Savaşı Mütarekesi'nden sonra Damat Ferit Hükümeti tarafından tutuklatılarak İstanbul'a gönderildi ve Divan-ı Harb'e sevkedildi. Ancak, kaçarak Kırşehir'e geldi ve Hey'et-i Temsiliye ile temasa geçerek Kırşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurdu. İstanbul taraflısı Ankara Valisi Muhittin Paşa'yı, o günlerde Ankara'ya bağlı olan Kırşehir'e sokmadı. Yakın arkadaşı ve Birinci Millet Meclisi'nde kendisi gibi Kırşehir Meb'usu olan Yahya Galip Kargı (4) ile beraber başardığı bu hizmet dolayısıyla Ali Fuat Paşa hatıratında "Meclisin Ankara'da toplanmasını sağlayan neticelerden biri" olarak bahseder" (5).
TBMM'nin I. Dönemi için yapılan seçimde Kırşehir Milletvekili oldu ve 23 Nisan 1920'de Meclisin açılışında hazır bulundu. Mecliste Anayasa, Adalet, Şer'iye-Evkaf, Bütçe, Tasarı ve İçtüzük Komisyonlarında çalıştı. I. Toplantı yılında Şer'iye-Evkaf ve Tasarı Komisyonlarının Başkanlığını, II. yılda Şer'iye-Evkaf Komisyonu ile Adalet Komisyonunun sözcülüğünü yaptı. Meclisin kabul ettiği ilk kanun olan Ağnam Resmi Kanunu, arkadaşlarıyla birlikte yaptığı öneri üzerine kabul edildi. Tasarı Komisyonundaki görevi nedeniyle görüşülmekte olan tasarılar üzerinde en çok konuşan ve Genel Kurula aydınlatıcı bilgi veren Milletvekillerinden oldu. Sakarya Savaşı sırasında Hükümetin Kayseri'ye nakil kararına karşı çıkarak kararı eleştirdi. 10 Mayıs 1921'de Müdafaa-yı Hukuk Grubu'nun kurulmasından sonra muhalefetteki II. Grupta yer aldı. 26 Ocak 1922'de Harp Encümeni kararıyla Ordunun bazı geri hizmetlerini gözetim ve yardım görevine memur edildi. 13 Kasım 1922'de izin alan II. Başkanvekili Hüseyin Avni Bey (Erzurum)'in yerine bir süre vekâlet etti. 20 Kasım 1922'de Halife Abdülmecit Efendi'ye kutsal emanetleri teslim ve Meclis adına kutlama kurulunda bulundu. İstanbul Fatih Camii'nde ilk Türkçe hutbeyi okudu. Dönem içinde kürsüde yaptığı konuşma sayısı (30)u gizli oturumlarda olmak üzere (242)dir. Milletvekilliği I. Dönemde sona erince Kırşehir'e döndü ve avukatlık yaparak yaşamını sürdürdü. 15 Haziran 1958'de Kırşehir'de öldü. Aşıkpaşa Türbesi yakınında toprağa verildi. Evli olup dört çocuk babası idi. Üçüncü oğlu Kemal Sahir Kurutluoğlu, VIII. Dönem Kırşehir Milletvekili, 1961 Kurulu Meclis Üyesi, 1961-1966 Cumhuriyet Senatosu Üyesi olarak Parlamentoda bulunmuş, Devlet ve Adalet Bakanlıkları yapmıştır" (6).)
MİLLİ MÜCADELE VE KIRŞEHİR
Milli Mücadele.de Kırşehirlilerin Tutumu ve Katkıları
....................................................................................................................................................................................................................
Kırşehir ve çevresi Birinci Dünya Harbinin sonlarında kurdukları Kırşehir Gençler Derneği ve hemen hemen tüm yerleşim birimlerinde kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ile Milli Mücadele için hazırlık çalışmalarına başlamıştır.
Son Osmanlı Mebusan Meclisine Avanos (1871) doğumlu Ali Rıza Bey ile, Hamitköy (1877) doğumlu M. Rıza Bey (Silsüpür) Bey Müdafaa-i Hukuk grubu Kırşehir milletvekili olarak katılmışlardır. Bu milletvekillerinin İstanbul.un resmen işgalinden sonra da (16 Mart 1920) Ankara.ya gelerek milli mücadeleyi desteklemeye devam etmişlerdir.
Kırşehir halkı Mondros Ateşkes Antlaşması.ndan sonra başlayan işgallere karşı, Istan bul Hükümeti gibi teslimiyetçi bir tutum takınmamış, Milli Mücadele.yi başlatan Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyetinin tüm çalışmalarını yakından takip etmiş ve sonuna kadar yanlarında yer almıştır. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını Samsun.dan beri takip eden Mucur halkı, Sivas.ta milli bir kongrenin toplanacağını öğrenince, Mucur.u temsilen Kaymakam Cevat Bey ile Hacıbektaş Nahiye Müdürü Mucurlu Avni (Erkanlı) Bey.i, Kongreye katılmak üzere Sivas.a göndermiştir. Ancak bu heyet, Şarkışla.ya vardığında kongrenin bitmiş olduğunu, Mustafa Kemal Paşa temsil Heyeti.nin de Sivas.tan hareket ettiğini öğrenince Mucur.a dönmek zorunda kalmıştır. Kırşehir halkının bu olumlu tutumu Ankara vilayetinden gelen 28 Aralık 1919 tarihli şifre telgrafından da açıkça anlaşılmaktadır. Ülkenin diğer taraflarının Milli Mücadele.nin gelişiminden habersiz olmasına rağmen, Kayseri, Kırşehir ve Ankara gibi Orta Anadolu illerinde Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti.nin büyük törenlerle karşılanması ve bölge halkının konuya olan duyarlılığı son derece dikkat çekicidir. Kırşehir halkı Milli Mücadelede olduğu gibi Cumhuriyetin ilanından sonra da Atatürk.ün yanında yer almış Onun ilke ve inkılâplarının savunucusu olmuştur.
Askeri Yönden Katkıları : Kırşehir halkı, Balkan Harbinde (1912-1913) ve Birinci Dünya Harbinde (1914-1918) ülkenin içinde bulunduğu savaş yıllarında çeşitli cephelere gönderdiği evlatları ile ülke savunmasına fiilen katıldığı gibi, Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra yabancı işgaline uğramamasına rağmen, milli heyecan ve mücadele ruhu sürekli canlı kalmış, muhtemel tehlikelere karşı askeri yönden de gereken hazırlıkları yapmaya başlamıştır. Nitekim 19 Mayıs 1919da Samsun.da başlayan ve 27 Aralık 1919.da Ankara.da sona eren Türk Milleti.nin yeniden diriliş serüveninde, Kırşehir önemli bir destek merkezi olmuş, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyetinin Kayseri sınırından itibaren Ankara.ya kadar güvenlik içerisinde ulaşması Kırşehirliler tarafından sağlanmıştır. Ayrıca Sivas Kongresi sırasında Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının, İstanbul Hükümeti yanlısı olan Ankara Valisi Muhittin Paşa tarafından tutuklanmaları hususundaki planın bozulması da, o dönemde Kırşehir yöresinde etkili bir kişi olan, M. Rıza Bey yönetimindeki Kırşehir Milli Müfrezesinin, Ankara Valisi Muhittin Paşa.yı, Elmadağ yakınında bulunan Kılıçlar Beli mevkiinde tutuklayarak etkisiz hale getirmesi sonucunda gerçekleşmiştir.
İstanbul Hükümeti ise görevden uzaklaştırılan Vali Muhittin Paşa.nın yerine başka bir Vali göndermeye kalkınca, Ankara Müdafaa-i Hukuk Derneği Başkanı Müftü Rıfat (Börekçi)^fendi sert bir çıkış yaparak, Eskişehir.e gelmiş olan Damat Ferit’in Valisini tekrar İstanbul.a göndermiştir.
Mustafa Kemal Paşa Mucur.a geldiği 21 Aralık 1919 tarihinde, Mucur halkı tarafından coşkulu bir şekilde karşılanmıştır. Heyetin karşılanması ve muhtemel bir baskının önlenmesi için, Jandarma Komutanı Yüzbaşı Sadık (Vicdani) Bey.in yönetiminde, Mucur ve çevre köylerden oluşturulan yirmi kişilik bir gönüllü müfreze birliği kurulmuştur. Bu çekirdek kuvvetin her türlü ihtiyacı Mucur halkı tarafından karşılanmış, daha sonra bu birlik takviye edilerek Mucur Milli Süvari Müfrezesi adıyla İnönü Cephesine gönderilmiştir. Bu şekildeki teşkilatlanmadan son derece memnun olan Mustafa Kemal Paşa: Siz şimdiden milli davamızı muhitinizde kati bir muvaffakiyetle tebarüz ettirmiş bulunuyorsunuz demiştir.
Milli Mücadelede düzenli ordu kurulması aşamasında, Batı Cephesi Komutanlığınca 4 Ağustos 1920 günü, Genelkurmay Başkanlığına sunulan ve Batı Cephesinin insan gücü faaliyetlerini açıklayan raporda: 500 mevcutlu Kırşehir Taburunun kuruluş, donanım ve silahlandırma işlerine hızla devam edildiği açıklanmaktadır.
I. Dönem Kırşehir Milletvekili olan M. Rıza Bey de, kendisine bağlı kişiler ve hapishaneden çıkartmış olduğu mahkumlardan meydana gelen beş yüzden fazla kişiden oluşan bir kuvvet ile Ertuğrul Grubu Komutanı Kazım Özalp Beyin emrinde, İnegöl, Bilecik ve Yenişehir havalisine giderek Milli Mücadeleye destek vermiştir.
Kırşehir halkı Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Milli Mücadele yanlısı bir tutum içerisine girerek, İstanbul Hükümeti ve dış güçler tarafından yapılan kışkırtma ve telkinlere kanmamış, Kuva-i Milliyeden yana olmuş, hatta yanı başında baş gösteren Çapanoğlu İsyanına taraftar olmayıp, karşı bir tutum sergilemiştir.
Milli Mücadelede hazırlık safhası bitip düzenli ordunun kurulmasından sonra da cepheye çağrılan Kırşehir gençlerinden bir çoğu şehit olmuştur. Savaş yıllarında Kırşehir Gençler Derneği yöneticilerinin hemen hemen tamamının askere alınması, dernek faaliyetlerinin durmasına sebep olmuştur. Kurtuluş Savaşında tespit edilebilen şehit sayısı; Kırşehir merkezden iki yüz on, Mucur.dan yetmiş beş, Avanos.tan seksen beş kişidir.
1921 Temmuz başlarında Batı cephesine ulaştırılmak üzere Ankara, Yahşiyan, Akşehir, Köprüköy, Kırşehir, Kayseri ve Ulukışla gibi yurt içi cephanelik depoları oluşturulmuş, Köprüköy ve Kırşehir deposunda 1600 Osmanlı, 100 Alman, 1000 Rus, 1316 İngiliz, 261 Avusturya, 67 sandık da Fransız cephanesi olmak üzere toplam 1120 sandık Kırşehir deposunda, 1014 sandık da Köprüköy deposunda piyade cephanesi depolanmıştır. Bunlara ek olarak Kırşehir milli savunma deposunda 1159 Osmanlı seri sahra top cephanesi ve 2186 İngiliz sahra top cephanesi bulunuyordu.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından kurulan Menzil Teşkilatlarınınkorunması amacı ile Ankara Komutanlığı, 100 mevcutlu bir muhafız bölüğünü Kırşehir.e göndermiştir. Bölük merkezi Kırşehir olmak üzere, Köprüköy-Kırşehir ve Küçüktaşta birer takım bulunuyordu. 8 Eylül 1920de ilk defa Kırşehirde kurulan Koruma Birliği 8 Kasım 1920de kaldırılarak birlik, Bakanlık emri ile Kayseri.ye gönderilmiştir. 17 Şubat 1921de ise Kayseri Menzil Bölge Müfettişliğine bağlı, Kırşehir.de bir Menzil Hat Komutanlığı kurulmuştur.
Kırşehir Menzil Hat Komutanlığı, Kırşehir, Hacıbektaş, Keskin ve Mucur.da Menzil Nokta Komutanlıkları, Kırşehir, Hacıbektaş, Keskin.de Erzak AmbarıTopaklıda Ambarlı KonakKırşehirde bir Kol şeklinde idi.
Yine Kırşehir ve Mucur.da iaşe merkezleri Kırşehir.de bir Revir ile Silah ve Teçhizat Deposu bulunmakta idi.
Milli Savunma Bakanlığı Kütahya-Eskişehir Savaşlarından sonra duyulan ihtiyaç üzerine 28 Temmuz 1921 tarihinde Menzil Teşkilatlarına araştırma, biriktirme ve toplama görevleri de vermiştir. Kırşehir Menzil Bölge Müfettişliği de ek olarak, Aksaray-Konya Ereğlisi arasında karayolu nakliyatı kurmuştur. Sivas-Kayseri bölgesiyle Yozgat, Çorum, Kırşehir bölgelerinde 100.000 insan ve 50.000 hayvan iaşesini karşılamak amacı ile stok ambarlar kurulması kararlaştırılmış ve karar doğrultusunda Köprüköy ve Kırşehir.de ambarlar açılmıştır. Kurtuluş Savaşının hangi şartlar altında kazanıldığının daha açık bir şekilde anlaşılması açısından, Kırşehir Hat Komutanlığının nasıl çalıştığını belirtmekte yarar vardır. Komutanlık emrindeki Müteahhit Nakliye Kolları, 232 Nolu Çift Araba Kolu, 231 Nolu Devre Kolu ve iki Eşek Kolundan oluşturulmakta idi. Dört koldan ibaret olan bu birliklerde toplam olarak 4 nakliye müteahhit eri ile 8 er, 10 çift altı araba, 25 deve ve 90 eşek bulunmakta idi. Oluşturulan hat komutanlıkları ile cephelerde ihtiyaç duyulan malzemeler Anadoludan toplanarak sevk edilmekte idi. Mesela Sakarya Meydan Muhaberesi döneminde Kayseri-Kırşehir-Yahşihan yolu ile 10.5 ton çeşitli çap ve büyüklükte silah, 44.5 ton cephane, 152 ton yiyecek ve yem, 20 ton donatım ve gereç malzemesi gönderilmiştir.
26 Ağustos 1922de başlayan Büyük Taarruz hazırlığı kapsamında, Kayseri - Kırşehir - Yahşiyan yolu ile 48.5 ton silah, 221.5 ton cephane, 1367 ton yiyecek ve yem, 49.5 ton da donatım ve gereç malzemesi gönderilmiştir.
Harp Encümeni 26 şubat 1922de yaptığı toplantıda aldığı karar üzerine, Kırşehir taşıt araçları Aksaray.da toplanan tahılların nakledilmesi için geçici bir süre ile Aksaray Komisyonu emrine verilmiştir.
1921 yılı Aralık ayında Keskin.de 500, Avanos.ta 750, Kırşehir.de 1500 yataklı askeri hastaneler bulunuyordu. Ancak, daha sonra Kırşehir.deki hastanenin yatak sayısı 400.e düşmüştür.
Hastanelerden taburcu edilip, uzun süre dinlenmesi gereken subaylar için cephe gerilerinde, havası iyi bir yerde bir Nekahethane kurulması, Mayıs 1920de Ordu Sağlık Daire Başkanlığı tarafından Kızılay kurumuna önerilmiştir. Bu öneri dikkate alınmış, Kırşehir.de Lise binasında bir subay nekahet hanesi kurulmuştur. Daha sonra binanın noksanları tamamlanmış, 100 yataklı bir nekahethane haline getirilmiştir. 13 Temmuz 1921de Kütahya, Afyon ve Eskişehir yönüne doğru başlayan düşman saldırısı üzerine, Eskişehir.de bulunan Kızılay Hastanesi zorunlu olarak Kırşehir.e taşınmıştır. Kırşehir.de Devlet Hastanesi olmadığından fakir halk ile subay ailelerinin muayene ve tedavileri burada yapılıyor, hastaların ilaçları ise Kızılay tarafından veriliyordu. Hastane 3.5 ay hizmet verdikten sonra 1 Aralık 1921de kapatılmıştır.
Siyasal Yönden Katkıları : 23 Nisan 1920de açılan T.B.M.M.nde ise Kırşehir Ahmet Müfit (Kurutluoğlu) Bey, Rıza (Silsüpür) Bey, Yahya Galip (Kargı) Bey, Sadık (Savtekin) Bey, Cemalettin Çelebi Efendi, Bekir (Kocaoğlu) Efendi, Cevdet (Seçkin) Bey tarafından temsil edilmiştir. Bu milletvekillerinden Yahya Galip Bey, İstanbul Hükümetinin emirleri doğrultusunda olmak üzere Mustafa Kemal Paşa.yı tutuklatarak, Milli Mücadele.yi daha başlangıcında engellemeye çalışan Ankara Valisi Muhittin Paşa.nın tutuklanmasından sonra; Ankara Valiliği yapmış, daha sonra da üç dönem Kırşehir milletvekili olarak yeni Türk Devleti.ne önemli hizmetlerde bulunmuştur. Muhittin Paşa.nın tutuklanmasından sonra Defterdar Yahya Galip Bey, Ankara halkı tarafından seçilerek Valilik görevine getirilmiştir. Bu durum, Ankara hattının, Anadolu.nun ortasında bulunan bir ilde, demokratik yöntemle yöneticisini seçmesi bakımından çok önemli bir olaydır. Ayrıca böyle bir hareket şekli, bir bakıma İstanbul Hükümeti.ne karşı da bir başkaldırı niteliği taşımaktadır.
Vali Yahya Galip Bey, Mustafa Kemal Paşa.yı Samsun.dan itibaren yakından izlemekte ve ülkenin kurtuluşunun ancak Mustafa Kemal Paşa.nın önderliğinde başlayan milli bir mücadele ile gerçekleşeceğine inanmaktadır. Nitekim Mustafa Kemal Paşa.nın Amasya Mülakatı (görüşmesi) (20-22 Ekim 1919) için Amasya.da bulunduğu sırada, Ankara Valiliği görevini yürüten Yahya Galip Bey.den 15 Ekim 1919 tarihli, şifreli bir telgraf almıştır. Bu telgrafta Yahya Galip Bey: Mukadderatımızı, milletin mukadderatını bilmeyen bir hükümete ve ne de rast gele gönderilecek valilere terk edemeyiz. Mahmut Ferit Paşa kabinesinin tayin edipte gönderemediği eski Bitlis Valisi Ziya Paşa.yı buraya ve Suphi Beyi de Konya.ya Vali tayin etmek suretiyle merkezi hükümet ilk adımını attı. Millet meclisi kurulmadan önce dışardan bir kişinin hiçbir memuriyete getirilmemesini evvelce arz etmiştik. Merkezi hükümet buraya yeniden Vali göndermekle, buradaki milli hareketi söndürmek istiyor demektir. Siz nasıl askerlikten istifa ile milletin bir ferdi gibi çalışmaya karar verdinizse, ben de buradan çekilerek, aynı surette milletimin vazifesini yapmaya karar verdi. Vali gelinceye kadar vekaleti kime bırakacağımı lütfen bildiriniz diyerek, Mustafa Kemal Paşa.ya ve Temsil Heyeti.ne bağlılığını ve her türlü emir ve yetkiyi onlardan alacağını göstermek suretiyle, Milli Mücadele.ye tam bir destek sağlamış oluyordu.
Yahya Galip Bey, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyetinin 27 Aralık 1919;da Ankara.da karşılanması sırasında da Ankara valisi olarak aktif görev almıştır. Ankara valisi olan Yahya Galip Bey ilk iş olarak, Muhittin Paşa.nın tutuklatmış olduğu ittihat ve Terakkîcileri serbest bırakmış ve bu nedenle kendisine Hakan ünvanı verilmiştir. Sıcak kanlı ve babacan bir yapıya sahip olan Yahya Galip Bey, Ankara valisi iken milletvekillerinin özel hayatlarına da müdahale edebilmekte idi. Nitekim bu konuda; Yahya Galip Bey mebusları bile içki başında görünce sopayla kovalardı şeklinde belirtilmektedir.
Yahya Galip Bey T.B.M.M.nde 23 Nisan 1920 den 4 Mayıs 1931e kadar üç dönem Kırşehir milletvekili olarak bulunmuş, bu süre içerisinde 45 kez söz alarak; maliye, dış politika, komünizm bolşeviklik, anayasa, hukuk, tekalif-i millîye, israf, demokrasi, meclisin sağlıklı çalışması, istiklal mahkemeleri ve çalışmaları, Hıristiyanların ve azınlıkların ülkemizdeki faaliyetleri, Yunan işgali, misak-ı milli, sosyal yardım, meclis görüşmeleri, bakanlıkların ödenekleri ve benzeri konularda görüş ve düşüncelerini dile getirerek meclis çalışmalarında etkili olmuştur.
Birinci dönem T.B.M.M.nde etkili olan diğer bir Kırşehir milletvekili de Ahmet Müfit (Kurutluoğlu) Bey.dir. ilmi düzeyi yüksek bir aileden olan ve daha çok dini ilimler alanında isim yapmış Savcılı Türkmen obasına mensup, Müftü Hacı Vehbi Efendi.nin oğlu olan Müfit Bey 1879 yalında Kırşehir.de doğmuştur. Müfit Bey Kırşehir Rüştiyesi.ni bitirdikten sonra on beş yaşında iken medrese tahsili için İstanbul.a gitmiş, İslam Hukuku alanında tahsil görerek diploma almıştır. Medrese öğreniminden sonra Kırşehir.e değişik adliyelerde hizmet yapmış ve 1910 yılında babasının ölümünden sonra Kırşehir.e gelerek, Kırşehir Müftüsü olmuştur. I. Dünya Harbi sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması.nı, devletin sürekliliği bakımından son derece tehlikeli görmesi, bu mütarekeyi imzalayanları ve savunanları kınaması üzerine tutuklanarak İstanbul.a gönderilmiştir.
I. Dünya Harbi.nden sonra, devletin yönetimine adeta bir karabulut gibi çökerek Milli Mücadele aleyhine bir yönetim sergileyen Sadrazam Damat Ferit Paşa tarafından Harp Divan.na gönderilen Müfit Bey, Erzurum Kongresi.nden önce bir fırsatını bularak kaçmış ve Kırşehir.e Müdafaa-i Hukuk Teşkilatı içinde bulunmuş ve Sivas.ta bulunan Temsil Heyeti ile ilişki kurarak, Milli Mücadele.ye katkı sağlayan Kırşehir.in önderleri arasında yer almıştır.
|